15 Eylül 2011 Perşembe

Psikiyatrinin uydurma çocuk hastalıkları

METİN MÜNİR

Dünkü yazımda anlattığım gibi, psikiyatrik hastalıkların büyük bir bölümü uydurmadır, bilimsel temelden yoksundur.

Bu mesleğin çocuklar için de icat ettiği bir sürü “hastalık” var.

Bu düzmece hastalıkların en ünlüleri Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’dur. Hiperaktivite, aşırı hareketlilik demektir. Dikkat eksikliği ise odaklanamama, başlanan işin arkasını getirememe, bir daldan diğer dala atlama eğilimidir.

Başka “hastalıklar” da var.

Dik başlı çocuklarda, “Karşıt olma, karşı gelme bozukluğu” var. Okuma yazma öğrenmekte ortalamanın altında kalan çocuklar “Öğrenme bozukluğu” ile maluldür. Bir de, “Duygudurum bozuklukları” var. Neşesiz, üzgün veya depresif olan çocuklar bu tarife sokuluyor.

Çocuklarda bu ve buna benzer ruh halleri olduğu bir gerçektir. Ama bunlar zamanın başlangıcından beri vardı ve yakın zamanlara kadar hastalık değildi.

Dik başlı olma veya karşı gelme bir kişilik özelliğidir. Okuma yazmada ortalamanın ardında kalma, hatta sonuncu olma da bir hastalık değildir. Çocukların okuma yazma öğrenme hızları arasında büyük farklar var ve bu normaldir.

Dikkat bozukluğu yaşadığı söylenen çocuklar, hoşlandıkları bir aktivitede, örneğin TV seyrederken, bilgisayar oyunu oynarken, pür dikkatler. Sadece sorumluluk, kural, sabır gerektiren “sıkıcı” işlerde ve mekânlarda eli kolu durmaz, anlatılanı anlamaz, dikkat veremez hale gelirler.

Yeni olan, bütün bu hallerin hastalık olarak etiketlenmeleri ve tedavi edilmelerinde neredeyse rutin olarak ilaca başvurulmasıdır.

Dikkat bozukluğu, bilimsel hiçbir temeli olmayan, düzmece bir hastalıktır. Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu FDA’ya göre, “dikkat bozukluğunu kanıtlayacak biyolojik test bulunmamaktadır.”

Aynı şey hiperaktivite ve diğer düzmece hastalıklar için de geçerlidir. Eğer bunlar, gerçek hastalık olsalardı, doktorlar, çocuklara teşhis koymak için röntgen, tomografi, tahlil gibi yöntemler kullanırlardı. Ama kullanmıyorlar ve kullansalar da bir şey göremezler ve bulamazlar.

Gerçi, bazen psikiyatristler, bu tür şikâyetlerle gelen çocukları tahlile yollar. Ancak amaç herhangi bir bozukluğu tespit değildir. Çocukların, kalp krizi ve intihar dâhil ağır yan etikleri olan ilaçlara dayanıklılığını ölçmektir. Psikiyatri servislerinin çocuklarla dolmasının nedeni AİDS gibi bulaşan hastalık salgını değildir. ABD güdümlü psikiyatri mesleğinin, gelir artırma saiki ile, çocukluğun birçok normal halini hastalık haline getirmesidir.

“Hiç kimse dikkat bozukluğu ve hiperaktivitenin neden hastalık olduğunu, hastalık ise nereden kaynaklandığını açıklayamaz” diyor New York Üniversitesi psikiyatri ordinaryüs profesörlerinden Thomas Szasz. “Neden 50 sene önce bunların var olmadığını da. Bunları objektif testlerle teşhis etmek mümkün değildir.”

Tufts Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Doçenti Daniel Carlat ise “Tıbba dahil olan meslekler arasında, bilimsel açıdan en ilkel olanı psikiyatridir” diyor. “Akıl hastalıklarının vücuttaki uzantısına dair bilgimiz olağanüstü ilkeldir. Çoğu zaman psikiyatristlerin koydukları teşhislerin yeteri kadar bilimsel geçerliliği yoktur.”